İphone 7’nin tanıtılmasıyla birlikte Apple ile ilgili aşina olduğumuz tartışmalara bir yenisi daha eklendi. Telefonun geneli ile ilgili yapılan tartışmaların bile önüne geçen bu konu Apple’ın politikalarına olan bakışları bir kere daha üzerine çevirdi.
İlk çıktığı dönemlerdeki kadar olmasa da bu yıl da merakla beklenen iphone 7 Eylül itibariyle tanıtıldı. Tasarım anlamında beğenilen çizgisi üzerinde çok fazla oynanmayan cihazın sıradışı bir yeniliği vardı bu sene. Müzik çalan cihazların hemen hemen hepsinde yer alan 3,5 mm kulaklık girişi iphone’un bu modeli ile kendisine yer bulamadı. Sıradışı olması ile birlikte sürpriz değildi. Pek çok detay gibi bu da aylar öncesinden sızmıştı.
Bu durum hepimizi 2000’li yılların ortalarına götürdü aslında. Cep telefonları evriminin aşamalarından birisi de müzik çalma özelliğinin telefonlara entegre bir şekilde gelmeye başlaması olmuştu. Bu özelliği sunan üreticiler, ses çıkışı olarak kendilerine has standartları olan portları kullandılar. O dönemler ülkemizde mp3 çalarlar ile rekabetin yaşandığı ve müzik dinlemek için başka bir cihaza ihtiyaç duyulduğu dönemlerdi. Dijital müzik indirilme sayıları arttı, telefonların depolama kapasiteleri arttı hatta ilave kart desteği ile istenildiği kadar arttı, müzik çalan yazılımlar çok daha işlevsel hale geldi derken telefonlar taşınabilir müzik çalarların yerini alabilecek duruma geldi. Hal böyle olunca bir müzik sever için üreticilerin verdiği ve kalite ve dayanıklılık bakımından giriş seviyesinde olan kulaklıklar yeterli olacak mıydı? Elbette hayır. Cep telefonu üreticileri, kulaklık üreticileri ile anlaşarak kendilerine has kulaklık ürettirebilir miydi? Bu da mümkün değildi. En sonunda hepsi, telefonlardan çıkan sesi dinletme konusunda bu işten vazgeçerek, kendi cihazlarına has portlar yerine 3,5 mm çıkış portunu koydular ve bu işi kulaklık üreticilerinin sorumluluğuna bıraktılar. Bu aynı zamanda tüketicilerin tercihine karışmamak anlamına da geliyordu.
iphone 7 ile birlikte bu döneme ait bir nostalji yaşadık. Elimde hala bulundurduğum ve o dönem için telefonlarda müzik dinleme konusunda devrim yaratan Sony Ericsson w800i telefonumun resmini çekmeyi düşünürken sosyal medya da bu resimle karşılaştım. Benim gibi maziyi hatırlayanlar varmış 😃
Yeni iphone’da kulaklık girişinin olmayacağına ilişkin ilk tahminler gelmeye başladığında, haklı olarak, insanlar Apple’ın lightning uyumlu kulaklık pazarı oluşturup bunları satmak isteyeceği ve/veya 3,5 mm yi lightning’e çeviren adaptörleri satarak kendisine yeni gelir kapısı oluşturmayı düşündüğü yorumlarını yapmıştı. Apple sunumunda bu değişikliği, yeni bir teknolojiyi hayatımıza sokmak ve cihazda yer kazanmak için yaptığını ifade etti. iPod Classic ile 30 pin bağlantı noktasında, ipod touch ve iphone’larda lightning portundan ses çıkışı alınabiliyordu. (Yeni teknoloji değil) iphone 7 eskisine göre hissedilir derecede incelmedi. (Nasıl yer kazanmak acaba bu?) Yapılan açıklamalar tatmin edici değil. Bugün ses konusunda uzmanlaşmış pek çok firma 3,5 mm standardını kullanmaya devam ediyorlar
Öte yandan Apple, kutu içeriğine 3,5 mm portunu lightning girişine çeviren dönüştücüyü de kutu içeriğine ilave ederek bizleri şaşırtmayı başardı. Buna ek olarak yazının yazıldığı tarihte online mağazasında satışı yapılan lightning girişli tek kulaklık da kutudan çıkan kulaklık. Dolayısıyla şu aşamada yapılan tahminler ayyuka çıkmış gibi gözüküyor.
Konu bütünlüğü ile çok ilgili olmasa da burada düşüncelerimi paylaşayım. 3,5 mm kulaklık girişinin kaldırılma ihtimalini duyunca ben de “Apple kendi ayağına sıkar” düşüncesini paylaşan kesimdeydim. 10 yıl öncesine dönmek istemiyordum. Özenerek yüzlerce lira verdiğimiz kulaklıklarımızı kullanamayacak olma düşüncesi çok kötüydü. Derken iphone 7 piyasaya çıktı, dönüştürücüler de. Ortaya çıkan sonuç tahmin ettiğim kadar kötü değil. Kulaklığın ucuna takılacak ilave bir parça ile bu sorun halledilebilir. Dönüştürücünün, adaptör parçası gibi değil de kısa bir kablo şeklinde olması bu açıdan iyi düşünülmüş. Fakat asıl kulaklığınızı evde unuttuğunuzda, sağdan soldan ikame edebileceğiniz kulaklıklar olmayışı. Ya da ucuz versiyonlarının çıkacağına adım gibi emin olduğum benzer dönüştürücülerden birini sürekli yanınızda taşıyabilirsiniz. Tek sorun, telefon şarj olurken ses çıkışını kullanamamak olacak. Bu müzik dinleyememek değil elbette. Telefonun dahili hoparlörü veya bluetooth kulaklıklar emrinize amade olacak ama diğer türlü müzik dinlemek için alternatif bir yol aramak gerekecek. Hatta Çin menşeli pek çok üreticinin, lightning girişini ikiye ayıran adaptörler piyasaya sunması çok muhtemel. Yada lightning’in bir ucunu 3,5 mm girişi diğer ucunu lightning olarak ikiye ayıran dönüştürücüler. Bu sorun da ortadan kalkabilir. Öyle yada böyle iphone için Apple’ın sınırlamalarını aşmanın bir yolu bulunuyor. Ama böyle bir şey için ilave aparatlar taşımak çok can sıkıcı.
Peki Apple neden yaygın bir standardın aksine ürün çıkardı. Teknoloji dünyasını takip edenler tarafından bu durumun ilk defa yaşanan bir durum olmadığı bilinen bir gerçek. 2008 yılında Macbook Air ile birlikte dizüstü bilgisayarlarda optik sürücüleri kaldıran firma, 2015 yılında tekrar piyasaya sunduğu Macbook serisinde bildiğimiz USB portlarına bu cihazda yer vermemiş ve tek bir USB Type-C portu ile gelmişti cihazlar. Çoğu bilgisayarda görmediğimiz Thunderbolt portunun yer alması da öyle. Cep telefonlarının büyük çoğunluğunda şarj ve veri aktarımı amacıyla kullanılan micro-usb yaygın bir standart olarak varken iphone ve ipadlerde lightning portları var.
Bunun yanında sadece donanım değil, yazılım anlamında da bu politikanın izlerini görüyoruz. iTunes üzerinden satın aldığınız müziklerin m4a formatında gelmesi, bilgisayarlarında, taşınabilir cihazlarında varsayılan olarak desteklenen formatların mp4, mov gibi formatlar olması, CD ripleme işlemi sırasında kayıpsız format olarak sadece ALAC (Apple Lossless Audio Codec) kullanılabilmesi alışılagelmiş durumlar.
Hiç şüphesiz bununla ilgili akla gelen ilk ihtimal, firmaların kendilerine has donanımları kendilerinin satarak pastadan başka firmalara pay bırakmamak. Yukarıda bahsettiğim gibi kulaklık konusunda da bu şüpheler uyandı. Ama dönüştürücüleri kutu içeriğine dahil etmesi ve hiç değilse şimdilik lightning uyumlu kulaklıkların piyasada olması bu düşünceleri haksız çıkarıyor.
Olayın başka bir boyuttan bakacak olursak; Apple bu eğilimlerinin aksine yaptığı işler de yapıyor. iPod ve diğer taşınabilir müzik çalarlarında mp3 formatını desteklemesi, Mac bilgisayarlara Windows işletim sistemlerinin kurulabilmesi… Bütün bunları göz önüne aldığımızda yapılan her şeyi tekelcilik olarak düşünmek doğru olmayacaktır. Evet, Apple teknoloji dünyasında sözü geçen firma. Bunun ötesinde ultrabook standardının oluşmasında, usb type-c’nin yayılmaya başlamasında olduğu gibi sektöre yön verebilme potansiyeline sahip. Ama tek başına teknolojiyi kendi istediği gibi yönlendirecek bir firma değil. Apple menşeli olmayan pek çok teknoloji ürünü kullanıcılar tarafından kullanılıyor.
Başka bir örneği, Apple’ın bütün bu değişimleri sırf ticari kaygılarla yapmadığının anlaşılması adına verebiliriz. Son dönemlere kadar internet içeriklerinin görüntülenmesinde kullanılan en popüler yazılımlardan biri olan Adobe Flash Player, iphoneların çıkışı ile bir anda tartışmaların odağına oturdu. Çünkü Steve Jobs, flash’ın çağın gerisinde kalan, sistem kaynaklarını gereksiz yere sömüren bir yazılım olduğunu söyleyip telefonlarında buna destek vermeyeceklerini açıkladı. Bunun yerine HTML5 destekleyeceklerdi.
IOS’tan kısa süre sonra piyasada yer bulmaya başlayan Android’in flash desteği sunması reklam malzemesi dahi olmuş, “Bizim cihazımızda flash tabanlı içerikleri görebileceksiniz” şeklinde viral reklamlar yapılmıştı.
Gel zaman git zaman HTML5’in daha verimli olduğu anlaşılıp iyiden iyiye yaygınlaşsa da envai çeşit film izleme siteleri dahi, iphone ve ipad kullanıcı kitlesini kaptırmamak için altyapılarını bu şekilde güncellediler.
Firmalar bahsettiğim bu gücü tüketicilerden alıyorlar. Google hatta yeni adıyla Alphabet şirketi bu duruma gelişini, Google’ın arama motorunda açık ara lider olmasına borçlu. Microsoft, Windows ve Office ile Apple da iPhone ile büyük kullanıcı kitlelerini kendilerine çekerek sektörde güçlü firmalar oldular. Bİr şirket tek başına “ben yaptım, oldu” mantığı ile hareket edebilecek lükse sahip değil. Nokia’nın symbian, Blackberry’nin ısrar etmesi, bitme noktasına getirdi firmaları. (İşin esası bitme noktasına gelmelerinin nedeni, uygulama marketi olgusu yaygınlaşmaya başladığı sırada kullancılarına uygulama marketi sunan bir işletim sistemi kullanmamaları oldu) Çok kullanıcı sadece çok satılan ürün demek değil. Çok kullanıcı çok fazla veri demek. O yüzden kimse insanların genel eğilimlerinin aksine hareket edecek durumda değil. Apple da bu yüzden yaygın ürünleri kullanan kullanıcıları dışlayamıyor.
Grafikte görüleceği gibi Mac bilgisayar satışları belli bir seviyede devam ederken, Windows kurulumuna izin veren Boot Camp yazılımının piyasaya çıktığı 2006 yılında artış yaşıyor. İlerleyen yıllarda da artan satış grafiği devam ediyor. Tabi ivmeli artışın nedenlerinden biri de iphone ile şirketin, ürünlerine olan ilgiyi arttırması da etkili oldu.
Ya da ipod’lar mp3 formatını desteklemeseydi bu kadar yaygınlaşabilir miydi? USB girişine sahip olmayan bir Mac bilgisayarı kullanan olur muydu?
Ters mantık yürütürsek, Apple bahsedilen senaryo üzerine tüketicilerin cebindeki her kuruşa göz dikmek suretiyle kendi standartlarını kullanıyor olsaydı, kendi ürünlerinde de bu değişimleri gerçekleştirirdi. Ama en göz önünde örnek olarak; 30 pin bağlantısından lightning’e geçiş olduktan sonra başka bir değişiklik olmadı ve uzun süredir de kullanılmakta.
Peki o zaman niye? İşin sırrı esasında ticari. Apple, her şirket gibi para kazanmak isteyen bir şirket. Burada da bahsettiğim gibi Apple iyi bir ekosistem firması. Kullanıcıların ev elektroniği alanında ihtiyaç duyacağı hemen her alanda ürünü var. Bunun yanında ciddi sayıda kullanıcıya hitap ettiği için, diğer alanlardaki eksiklikleri başka firmalarca kapatılıyor. Örneğin, depolama alanı ile ilgili olarak Sandisk iXpand cihazını piyasaya sürdü. Tanınmış pek çok cihaz üreticisi sadece iphone uyumlu ürünler piyasaya çıkardılar. Evde telefonunuzu daha etkin kullanabilmek için bir kaç cihaz aldınız. Bir hoparlör, TV’ye bağlayıp film izlemek için cihaz, dosyalarınızı atabilmek için bir flash bellek. Hepsi de iphone ile mükemmel uyum sağlıyor. Piyasaya çıkmış olduğunu varsayarsak, ligthning girişli bir kulaklık da aldınız. Bir bakıyorsunuz ki, evinizde/ofisinizde Apple ekosistemine evsahipliği yapmaya başlamışsınız. Bu kadar yatırımın bir Android telefon uğruna çöpe gitmesine gönlünüz razı olur mu ? Tam da bu noktada Apple’ın düşünmenizi istediği soruyu kendinize sormuş oluyorsunuz. Hayır cevabını vermek de kolay değil. Evdeki cihazlarınız adeta “Biz birlikte çok daha güçlüyüz” diye bağırıyor. Bu çağrıya kulak tıkamak kolay değil.
Apple da iphone 7 ile bu politikasını güçlendirmek için yeni bir argümanı ortaya attı. Şimdilik yumuşak bir geçiş yapmayı tercih etmiş görünüyor. Elimizde 500 TL verip de aldığımız kulaklıklarımızı iphone 7’ye sokmanın bir yolu olmasaydı müzik ile hiç işi olmayan kullanıcılar dışında Apple müşteri kaybederdi. Bunun yanında, 3,5 mm girişine sahip iphone sahibi olan ve müzik ekipmanlarına yatırım yapmış müzik sever, HTC 10’a rahatça geçebilirdi. Apple’ın da önlemek istediği şey de tam olarak bu. Anneniz sizi dünyanın herhangi bir yerinde doğurabilir ama doğduktan sonra vatandaşlığını aldığınız ülke ile bağlarınızı koparmanız çok zor olur. Apple da bir kere dünyasına giren bir kişiyi bu dünyada tutmak istiyor. Tüm çaba bunun için.
GÜNCELLEME
Bu yazıyı kaleme aldıktan bir süre sonra Apple yeni nesil macbook pro cihazlarını tanıttı. Adeta bizlere nazire yaparcasına bu cihazda sadece Type-C usb bağlantısına yer verdi. İşin ilginç tarafı; eğer ki son nesil bir iphone sahibi iseniz ve macbook pro satın aldıysanız telefonunuzu, bilgisayarınız üzerinden şarj edemeyecek olmanız.
İlk başta gerçekten radikal bir hamle gibi görünüyor. Ama teknoloji basınında çıkan haberlere bakıldığında Apple’ın doğru yolda ilerlediğini tahmin etmek zor değil. Piyasada görmeye başladığımız 3,5 mm kulaklık çıkışına yer verilmeyen telefon modellerinin yanı sıra Samsung firmasının bu uygulamadan vazgeçip geçmeyeceği tartışma konusu.
Apple bu hamleleri öyle zamanlarda yapıyor ki, “aslında olmasa da olurmuş” diyebiliyoruz için için. Optik sürücüleri bilgisayarlardan kaldırdıklarında insanlar “sahi bilgisayarıma ne zamandır CD takmıyorum” diye sorgulamaya başladı. Tabi bu dönem aynı zamanda “bu teknolojiyle çalışan ne kadar çok cihaz var” diyenlerin de sıklıkla eleştirdiği de bir dönem oluyor.
Şu da bir gerçek ki; Apple yaptığı bu hamlelerden dolayı hiçbir zaman mağdur olmadı. Aksine “inovatif” firma imajına katkıda bulunan hamleler oldu. Çünkü, kısa yada uzun, bu değişiklikler diğer tüm cihazlarda uygulanmaya başladı. Burada parantez açmakta fayda var: Apple telefonlardan 3.5 mm ses çıkışını kaldıran ilk firma değil. Lenovo Moto Z ile Le Eco bazı modellerinde bu teknolojiye yer vermediler. Hiçbiri iphone kadar geniş kullanıcı kitlesine hitap etmediği için gündeme gelmedi. Elbette 3,5 mm standardı ile usb üzerinden ses iletimi konuları konuşuluyordu. Arzu edenler bu sayfaya göz atabilir.
Bilgisayarlardaki usb type-c için aynı şeyleri söyleyebilir miyiz ? Kulaklık çıkışı kadar değil tabi ki. Bu teknoloji şu an için hayatımızda yeni nesil cep telefonlarının şarj bağlantılarında girmiş durumda. Gelen şarj kabloları da bu şekilde
Bunun yanı sıra hiçbirimiz henüz daha type-c giriş bir usb flash bellek sahibi değiliz. Teknoloji marketlerde sepet sepet satılmaya başlanmadı. OTG teknolojisine uyum sağlamak amacıyla üretilen bir ucu mikro usb diğer ucu standart usb bellekler bile type-c’ye evrilmedi.
Eninde sonunda usb type-c hayatımıza çok daha yaygın bir şekilde girecek. (Sanki Apple, telefonlarında lightning bağlantısı ile bunu daha önce yapmamış mıydı :D)
Apple’ın bilgisayarlarını alan kişiler bu cihazları belli nedenlerden dolayı alıyor. (App Store’a uygulama geliştirmek, grafik tasarım, video kurgu, müzik kayıt … vs) Bu kişiler için zaten Apple hemen hemen alternatifsiz gibi bir şey. Bu nedenle adaptör ya da başka çözümler ile bu cihazları zaten kullanacaklar.
Öyle görünüyor ki Apple, bu zamana yenilikleri hep en doğru zamanda gerçekleştiren firma olmayı başardı.
_________________
Her hakkı saklıdır.