Telefonlarda Modülerlik

Teknolojiye Farklı Bir Bakış

Telefonlarda modül kullanımına, hayatlarımıza iyiden iyiye girmeye başladığı 1990’ların sonu – 2000’li yılların başlarında, bu döneme tanıklık eden kişiler olarak aşinayız.
Benim hatırladığım ilk çıkan modül 2000 yılında piyasaya sürülen Ericsson Chatboard. Telefonların yeni yeni hayatımızda yer etmeye başladığı yıllarda telefon görüşmesi yapmaktan daha popüler olan mesajlaşma konusunda T9 klavye sisteminin yetersiz kaldığı noktalarda yaraya merhem olmak üzere piyasa çıkarılmıştı. Açıkçası pek de fazla kullanan görmedim.

Ericsson’un piyasa çıkardığı chatboard ses getirmesine karşın çok fazla satış yapamadı.

 

Daha sonraları Nokia, Sony Ericsson, Siemens, Motorola gibi üreticiler dahili kameralar telefonlarda yer almadan önce kamera modüllerini piyasaya sundular. Aslında bunlara modül demek çok doğru bir tabir olur mu emin değilim. Bu cihazlar bağımsız olarak fotoğraf çekiyorlar fakat üzerlerinde ekran bulunmadığı için telefonu, çekilen fotoğrafları görüntülememizi sağlayan bir cihaz olarak kullanıyorduk.

Aradan yıllar geçti. Modül kullanımı rafa kalkmadı. Son yıllarda hayata geçmiş örnekleri Project Ara, LG’nin oyun arkadaşları ve Motorola’nın MotoModları. Bu konuda atılmış en radikal adım project ara oldu. Telefonun kendisini modüler yapma mantığına dayanan bir yapısı vardı. İyiden iyiye olgunlaşmaya başlarken sonladırıldı. Dİğer bir cesur hamle ise LG’den geldi. Telefonlarının alt kısmına monte edilecek parçalarla bu felsefeyi yaşatmaya çalıştılar. Son popüler modül hamlesi ise Lenovo’nun Motorola markası altında ürettiği telefonlarda görüldü.

Modülerlik kavramının altında yatan mantık: birbirine uyumlu parçalara sahip bir ürünün kişilerin ihtiyaçları/istekleri doğrultusunda özelleştirilebilmesidir. Bahsettiğim 3 projede de bu felsefenin izlerini görmek yerine sahip olduğumuz cihazları geliştirme felsefesi ön plana çıkmış durumda. Project Ara’da bizzat telefonun fiziksel yapısına müdahale edebildiğimiz için bu konuda çok daha başarılı bir düşünce. Kullanıcıya daha fazla esneklik sağlıyor. Ama LG ve Motorola ?
LG’nin denemesi gerçekten başarısız bir deneme oldu maalesef. Modüllerin takılması için telefonun kapanması gerekliliği, telefonun fiziksel yapısına olumsuz etkisi (kalınlık) böyle düşünmeme sebep olan etkenler. Motorola Motomodları bu anlamda daha başarılı. Çalışır haldeki telefona bir müdahalede bulunmaya gerek kalmaksızın bu parçaları takıp çıkarabiliyoruz.

                                

MotoMod diye adlandırdıkları parçalar ise Hasselblad (Fotoğraf makinesi merceği ve tutuşu veren cihaz) JBL hoparlör, İlave batarya ve projeksiyon cihazı.

Modül parçaları için açıklanan fiyatlar ise daha da ilginç güncel tarihi ile

Insta-Share Projektör 899 TL

Hasselblad True Zoom 799 TL

JBL SoundBoost Hoparlör 399 TL

Incipio offGRID Ek Batarya 299 TL

Telefonun kendisi ise 2500 TL fiyat ile satışa çıktı.

LG tarafında fiyatlar daha makul seviyelerde. Yine 500 TL mertebesinde ödeme yapılması gereken modüller var.
Akıllara şu soru geliyor. Bir kullanıcı yanında modül parçası taşıyacak ise neden hemen hemen aynı paraya satılan ve bizzat o işi yapmak için üretilen bir ürünü almak varken bir telefon modülü olarak tasarlanmış ve bazı özelliklerinden kısılmış (inceliği muhafaza etmek adına) cihaz almayı tercih etsin ki.

Müzik meraklısı bir kullanıcı 2500 + 400 şeklinde bir modüler telefon almak yerine 3000 TL daha mütevazi ama işini görebilecek Boomsound hoparlörü olan HTC modeli alabilir. Daha da psikopata bağladıysa bugün piyasada bilindik markaların küçük boyutlarda hoparlör modülü fiyatına hatta daha ucuza satılan başarılı bluetooth hoparlörleri bulunuyor. Yine benzer bir şekilde mobil halde yapılamayacak bir aktivite olan projeksiyon cihazı ile film izlemek için 900 TL ‘lik modül yerine 1200 TL’ye daha iyi bir cihaz alınmasın ki.

Herkes şu süreci hatırlasın: bugün giriş seviye kompakt fotoğraf makinelerini bitiren şey, telefonların dahili kameralarının bu cihazlarla yarışacak noktaya gelmesi. Yoksa emin olun ki telefonlara eklenecek ilave parçalar ile bu gemi yürütülmeye çalışılsaydı halen kompakt makineler revaçta olurdu.

Elbette akıllara gelen haklı başka bir soru da şu: Bu modüller telefona cuk diye oturuyor eyvallah. Firma bundan sonra çıkaracağı modellerinde de bu modüllere destek verecek mi? Bu sorunun cevabı hiç dillendirilmediği gibi bu belirsizlik kullanıcıyı soğutuyor. Bir kullanıcı olarak hem bir telefon parası daha vereceksiniz ( Çünkü tek bir cihaz almak da modülerliğin felsefesine aykırı bence. O zaman o işlevin cihazını alırım mantıken) sonra da onu cihazları 3 bilemedin 4 sene kullanacaksın. Sonra ıskartaya çıkacak. Zaten ortalama telefon değiştirme süresi 2 yıla inmiş durumda. Bu da kullanıcının elini kolunu bağlamak demek oluyor biraz. (Benim bağlanma sorunum var hacı 😃 )

Görünen o ki, firmalar modülerlik kavramını anlayamamış. Tasarım olarak pazara yeni soluk getirmenin derdine düşmüşler gibi sanki.   Yukarıda Chat Board ile ilgili paylaştığım görsellerde bir ayrıntı dikkatinizi çekmiştir belki. Ericsson’un kendi telefonları için çıkardığı bu cihaz, daha sonraları Sony ile ortaklaşa üretmeye başladıkları cihazlarla da uyumluydu. (O dönem mobil piyasada adı geçen firmalardan biriydi Ericsson. Sony ise başarısız, ses getirmeyen çok az telefon üretiyordu. Bu uyumu biraz da buna borçluyuz.)

Resimde görüldüğü gibi o zamanın kullanıcıları da bu modül olayına pek sıcak bakmıyorlarmış. Ama yine de baktığınızda o dönemde üretilen modüller telefonda olmayan bir özelliği telefonlara kazandırıyordu. Şimdi ise bu trend var olan özellikleri iyileştirme şeklinde kullanılıyor. Fiziksel olarak telefonlara hatırı sayılır hacim eklemesi saymazsak daha doğru bir yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz.

Bana sorarsanız günümüzde bu kavramın en iyi uyarlandığı şey akıllı telefon kılıfları. Çünkü modülerlik aynı zamanda içinde tasarımı da içeren bir kavram. Kılıflar ile telefonlarımızın tasarımını istediğimiz gibi değiştirebildiğimiz gibi türlü türlü özellik de ekleyebiliyoruz. Ek batarya, dayanıklılık, su altında çekim yapma, farklı lens kullanımı … vs. Buna rağmen telefonu kılıfsız kullanmayı seven hatırı sayılır bir kitle de var. Şöyle de bir gerçek var: satılan modüllerin fiyatlarını yüksek tutmak kullanıcıların alacağı miktarı sınırlandırıyor. 3-5 cihaz ile de kişiselleştirme sağlanmıyor. Mevcut fiyatları ile satışan çıkan aksesuarların çok uzun süre boyunca uyumluluk garantisi vermesi gerekir.
Buradan üreticilere çağrımız: Modülerlik denen kavramı, gerçek tanımına uygun bir şekilde hayata geçirin.

Faydalı Link:

________________
Her hakkı saklıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir