Samsgung Galaxy Note 7 serisi telefonların pil sorunu nedeniyle üretiminin durdurulmasından bu yana, teknoloji dünyası en sansasyonel dönemini yaşıyor diyebiliriz.
Geekbennch uygulama geliştricisi, iPhone için hazırladığı uygulamada işlemci frekanslarının olması gereken değerinin çok altında olduğunu farkediyor. Bunun üzerine komplo teorilerinin çok fazla ortaya atılmasına fırsat vermeden Apple; zamanla gerileyen pil performansları nedeniyle kasıtlı olarak işlemci frekansını düşürdüklerini açıklıyor.
Tabi bu açıklama çok daha büyük gürültü koparıyor. “Biz zaten demiştik. Apple bilerek yavaşlatıyor iPhone’u. Planlı eskitme hep bunlar” şeklinde çığlık atan bir grup ortaya çıktı. Bunun üzerine Apple kendi çapında özür dileyen bir mesaj yayınlamak durumunda kaldı ve pil değişim ücretlerinde indirim yaptı. Buna ek olarak yeni güncelleme ile pilin durumu hakkında daha detaylı bilgi vereceklerini açıkladılar.
Teknoloji dünyası, yapılan işin doğru olabileceğini ama bunun, kullanıcıların bilgisi dahilinde yapılmasının çok büyük bir hata olduğu konusunda neredeyse hemfikir. Bu olayın, yıllardır süre gelen “Apple bilerek yeni ios sürümleri ile telefonları yavaşlatıyor” iddialarının ayyuka çıkması ile bir ilgisi yok. ios 10 sürümünden itibaren bu işletim sistemi ile çalışan cihazlarda uygulanmaya başlayan bir şey.
Peki Apple gibi bir firma neden böyle bir politika izleme gereği duyar.
Yaygın inanış bu yönde. Apple cihazlarının tasarımları gereği (ince telefonlar üretebilmek adına) yüksek kapasiteli piller koymuyor cihazlarına. Optimize yazılımı sayesinde bu fark belli oranda hissedilmiyor da. Ama 1 günü rahatça çıkarıp ertesi gün de kullanılabilen Android cihazlarla kıyasladığımızda iPhone’lar daha çok şarj döngüsüne giriyor. Hele ki telefonu elinden düşürmeyip bir de hoyratça kullanan kullanıcıların elinde…
Hal böyle olunca bir iPhone garanti süresi dolmadan, tüketicilerin beklentisinden uzaklaşan bir pil performası verebilir. Bu durumda garanti kapsamında cihazınızın pilinin değişimini talep edebilirsiniz. Ama. Yavaş çalışarak pilin dayanma süresi arttırılmış bir cihazda, pil ömrü yerine cihazın genel performansından şikayet edersiniz fakat bunun için servise garanti için gitmeniz anlamsız olur.
Bu noktada Apple’ın amacının pil satmak olduğunu düşünmüyorum. Böyle olsaydı, bu durumu açıklarlardı. Bana göre akla en yakın olasılık Apple teknik servislerindeki iş yoğunluğunu azaltmak. Zaten ortalama bir kullanıcının cihaza müdahalesi söz konusu olmadığı için bu tip işlemleri servis aracılığı ile yürütmek zorundalar.
Apple’ın, insanların önüne pil değişimi seçeneğini koyması nedeniyle, krizi fırsata çevirmek istediği yönünde bazı yorumlar da mevcut. Şahsen bu yorumlara katılmaktan biraz uzağım. Çünkü pil değişim ücretlerinde indirime gittiler. Ücretsiz değişim teklif etselerdi, bu durum içinden çıkılmaz bir kaos halini alacaktı. Cihazın genel performansı ve pilin dayanma süresinden memnun olan da olmayan da bu kampanyaya katılmak isteyecekti. En azından tüketicilere sempatik gözükmek için makul bir yol bence. Çünkü cihazını eski performasına kavuşturmak isteyen kullanıcılar için de bir çıkış yolu bulunması gerekecekti.
Peki tüm bu yaptıkları ile Apple biz kullanıcıların bir kez daha gönlünü fethetmeyi başardı mı?
Samsung Note 7’nin pillerinin patlaması kadar ortalama kullanıcıyı zarara sokacak kadar somut bir şey belki sayılmaz ama “performanslı ve stabil çalışıyor” diye özellikle iPhone tercih edenler ile teknolojiseverler nezdinde ciddi imaj kaybı yaşadı bana göre.
Evet, bir iPhone gerçekten alacağınız diğer cihazlara göre daha sorunsuz, hatta hiç, bir kullanım deneyimi vaadediyor(muş). Siz de bunu düşünerek iPhone aldınız ve bir süre sonra performans kaybı yaşıyorsunuz. Piyasada çok tutulan bir model araba aldınız. Bu aracın kullanımı süresince mekanik aksamı başta olmak üzere belirli yıpranma payı olacağını biliyorsunuz ve bunu göze alarak araç sahibi oluyorsunuz, bununla birlikte otobana çıktığınızda yasal hız sınırlarının el verdiği oranda kilometre ibresini son noktaya vurduruyorsunuz. Fakat üretici size haber vermeden, sizi korumak için (!) hız göstergesi hangi değeri gösterirse göstersin aracı belli hızın üstüne çıkartmıyor. Sanırım pek çok iPhone kullanıcısı böyle hissediyordur.
İşin en kötü yanı, bizden habersiz cihazın genel kullanımına yönelik bir deneyimin kasıtlı bir şekilde kötüleştirilmesi. Apple’ın ilk özür dilemesi değil. İlk defa skandalının ortaya çıkışı da… Firmanın daha önceden kullanıcıların gittiği yerleri gizli bir dosyaya kaydettiği ortaya çıkmıştı. Daha sonraki dönemde varsayılan harita uygulaması olarak Google Haritalar yerine kendi yazılımı olan Harita uygulamasını kullanmaya verdiğinde, akla hayale gelmeyecek hatalar olduğu görülmüş, bunun sonucunda bir özür mektubu yayınlamışlardı.
Bakıldığında Apple’ın, yakın tarihinde ikinci kez özür dilemesine neden olacak kadar ciddi bir konuda tüketicilerle karşı karşıya gelmiş durumda. İşin başka bir kötü yanı da Geekbench geliştiricisinin durumu farketmesiyle bu sürecin yaşanmış olması. 18 aydır piyasada olan bir işletim sisteminden bahsediyoruz. Fark edilmemiş olsa kim bilir ne kadar daha bu uygulama devam edecekti.
Bir firmanın ürününü pazara belirli koşullarda sürmesi oldukça doğal. En üst düzey malzeme kalitesi kullanımı, abartı pahalı fiyat etiketi, uzun süreli dayanıklılık garantisi…vs. Bu saydıklarımın hepsi bir firmanın satış politikası olabilir ve tüketiciler de bunu göze alarak ürünleri satın alırlar. Ama öngördüğünüz bozulma/yıpranma/yavaşlama/değer kaybı gibi şeylerin dışında ürününüzün, sizin beklentileriniz dışında performans vermek zorunda bırakılması… affedilir gibi değil.
Yıllardır Apple’ın iPhone’ları bilinçli olarak yavaşlattığı iddiaları üzerine, gerçekten (başka bir şekilde de olsa) bilinçli bir şekilde yavaşlatma olayı olması sanırım Apple fanboylarının dahi firmayı sorgulamasına neden olacaktır.. Telefonların içine yüklediğimiz, türlü türlü geliştiricinin elinden çıkmış yazılımların olduğu işletim sistemlerinde; her yeni işletim sistemi kurulumundan sonra telefonun, orijinal yazılımındaki şekliyle çalışmasını beklemek biraz hayalcilik oluyor. PC’ler, iMac’ler dahi durum bu. Böyle anlarda sıfır kurulum yapmak en mantıklısı. Ama sıfır kurulumun dahi çare olamadığı, eski performansını aradığımız cihazlar oluyor. Bu tabi durumda suç Apple’ın değil, uygulama geliştiricilerin diyerek işin içinden sıyrılmak mantıklı değil.
Tarihler Kasım 2006’yı gösterdiğinde, Windows’un yeni işletim sistemi Vista yayınlanmıştı. O günden sonra teknoloji dünyası yine ayağa kalkmıştı. Eski CEO Steve Ballmer’ın “tek pişmanlığım” dediği işletim sistemi insanlara saç baş yolduruyordu. Özellikle de Windows XP’den yükseltenlere. Çünkü Vista sahip olduğu grafik arayüzleri ve animasyonlar ile abartılı derecede grafik gücü istiyordu ve bu güç o dönemki çoğu bilgisayarda yoktu. Hatta Microsoft, insanların geçiş konusunda cesaretinin kırılmaması için minimum sistem gereksinimlerini düşük göstermekle bile suçlanmıştı. Bu durumdan hoşnut olmayan hatırı sayılır kullanıcı kitlesi XP’ye geri dönüp rahat bir nefes aldılar.
Artık bir şekilde Vista’ya geçmiş olanların çilesi, 3 yıl sonra sona erdi. Windows efsaneleri arasına adını altın harflerle yazdıran Windows 7 çıktı. Sonra 8, sonra da 10. Bu işletim sistemlerinin ortak özellikleri, yüklendikleri cihazlarda tatmin edici düzeyde çalışabiliyor olması. 2007’de Vista yüklü olarak satın aldığım dizüstü bilgisayarımda, bu 3 işletim sistemini rahatça çalıştırabildim. Bunda 7,8 ve 10’nun sade arayüzlerinin olması ve cihaza göre optimize olmalarının payı da muhakkak.
Sözün özü, demek ki bu optimizasyon yapılabiliyormuş. Madalyonun öteki tarafında ise tüketicileri yeni telefon almaları konusunda teşvik etmek için ortaya konması gereken somut veriler kapsamında; her sene cihaz GPU ve CPU’larının işlem gücü kayda değer şekilde artıyor.
Cihazla birlikte yüklü gelen İOS sürümü de, en son çıkan cihazın donanımsal gücünü kullanmak üzere tasarlanıyor.
Aynı cihaza yaptığınız AnTuTu Benchmark testlerinde, farklı İOS Sürümlerinde farklı skorlar almanıza neden oluyor.
Öte yandan en güçlü pazarlama taktiği olan en güncel işletim sistemini 4 yıl kullanabilme garantisi olan bir firma için, cihazın yaşına göre özelliklerinden kısılmış bir işletim sistemi yayınlamak doğru bir strateji olmayacak. Bir noktadan sonra, Apple olmasa bile, büyük uygulama geliştiriciler, uygulamalarına destek vermeyerek sizi en güncel işletim sistemi kullanmaya zorluyor.
Tabi Apple, Google, Microsoft gibi yazılım devleri, en güncel işletim sistemlerini kullanmamızı istiyorlar. Güvenlik açısından bakarsak böyle düşünmeleri çok doğal. Fark edilen bir yazılım açığına karşı bir veya iki işletim sistemi için güncelleme hazırlamak, 4 tane için hazırlamaktan çok daha kolay ve hızlı.
Mobil işletim sistemi pazarının diğer oyuncusu Android cephesinde bu konuda kafalar rahat. Çoğu kullanıcı orijinal yazılımı dışında en fazla bir işletim sistemi güncellemesi alabiliyorken, cihazların yavaşlatılması gibi bir şey ilk öncelikleri değil. Üstüne Andorid’in nispeten açık yapısı sayesinde modlama gibi çözümlerle üreticilere bağlı kalmak zorunda değiliz. Cyanogen Mod gibi işletim sisteminde fazlalık(!) ne kadar özellik varsa hepsinin kırpıldığı modlar ile çok eski cihazlarda dahi güncel Android sürümleri kullanabiliyorduk. Windows Mobile’ın, ölmeden önce pazarda olduğu 10 sene zarfında 3 güncellemesinin yayınlandığı için detayına girmeye dahi gerek yok.
iPhone kullanıcıları gizli duvarlar tarafından kuşatılmış gibi görünüyor. Apple telefonlara yeni güncelleme verirken; işlevsel özelliklerin korunduğu ama eski cihazlar için grafik yetenekleri kısılmış güncellemeler veremez mi? Elbette. Kimsenin mesaj yazarken geciken tepki süresi yerine animasyonlu duvar kağıdı kullanamamayı dert edeceğini sanmıyorum. Sonuçta bu da firmanın, yeni cihaz satışı için teşvik yöntemlerinden biri olabilir.
Bu konuda en büyük sorumluluk biz tüketicilerin. Herkes aynı konudan dert yandığı halde yine gidip iPhone almaya devam ederse, firma satış politikasını gözden geçirme gereği duymayacaktır. Her yeni güncellemede performans kaybı yaşadıkları halde, iPhone kullanmaktan vazgeçmeyen kitleyi göz önünde bulundurursak, böyle bir beklenti hayal olacak.