Kişisel bilgisayarların evimize girmeye başlaması kadar eskilere dayanıyor evde oyun oynamak. Konsolların tarihi PC’lere nazaran biraz daha eskiye dayanıyor. Türünün ilk örneği olmasa da global anlamda başarı yakalamış Nintendo’nun konsolu NES, 1977’de piyasaya çıkmışken ilk PC oyunu 1981’e hayatımıza girdi.
Bill Gates tarafından yazılan ilk bilgisayar oyunu
Aradan uzun yıllar geçti, teknoloji dünyası çok büyük yenilikler gördü ama kişisel bilgisayar ile TV’ye bağlanan cihazlarda oyun oynama felsefesi güncelliğini korudu. Her iki oyun platformuna da, destekçileri tarafından sadakatle sahip çıkıldı. Geliştiriciler büyük bir çoğunlukla platform ayırımı yapmadılar. Bununla birlikte “korsan” her zaman PC oyunları için çok ciddi bir tehdit oldu. Hatta en popüler oyun serilerinden biri olan GTA V, konsollara çıktıktan iki sene sonra PC için piyasaya çıktı. Burada Rockstar Games firmasının, gayet haklı bir şekilde, yaptığı milyonlarca dolarlık yatırımın karşılığını aldıktan sonra yayılmasına izin vermek en doğal hakkı. Bu yüzden olsa gerek konsol oyunculuğu oyun geliştiricileri için güvenli bir liman niteliğinde. (Hatta Microsoft, bu konuyu iyice abartarak Xbox One’ı piyasaya sürmeden önceki açıklamalarında oyun oynarken cihazın sürekli internete bağlı olmasını zorunlu tutacaklarına açıklamışlardı. Bu durum kimsenin konsol almamasına yol açacak derecede tepkiye neden olduğu için vazgeçtiler.) PC için fiyatları belirlerken bile biraz daha cömert davranmak zorunda kalıyorlar.
Bu nedenler konsol piyasasını ayakta tutan en önemli yapı taşları. Bunun yanında hard-core oyuncudan maksat oyun oynamak olsun diyen kişilere kadar çek geniş kitlelere hitap ediyorlar. Steam, Origin gibi platformlar son birkaç yılda yaygınlaşmaya başlamadan öncesine kadar PC’ye oyun kurmak, bunun yanında (yasal olmayan da bir şekilde) oynamaya çalışmak için belli bir bilgisayar bilgisine ihtiyaç duyulmaktaydı. Konsollar da bu dönem boyunca tak-çalıştır mantığında basitliğe sahip oldular.
Konsolların bir başka önemli cazibe noktası da uzun süreler donanım yükseltmesine ihtiyaç duymamasıydı. 5 yıllık bir PC sahipleri, yeri gelip de güncel bir oyun oynamak istediklerinde; ya grafik ayarlarını kısmaları gerekiyor ya da donanım yükseltmesi yapmak durumunda kalıyordu. Ama konsol sahibiyseniz ve oyunun kutusu üstünde konsolunuzun logosunu gördüyseniz gönül rahatlığı ile alabilirsiniz o oyunu.
Olay tam da bu noktada kopuyor zaten. Yeni çıkmış bir konsol aldığınızda bir sorun yok. Ama 8 yıllık bir konsol sahibiyken güncel oyunu oynayacaksınız, bir PC oyuncusuna göre dezavantajlı durumdasınız. Bu dezavantaj güncel konsollar olan Xbox One ile PS4’de o kadar ortaya çıktı ki her iki firmada daha güçlü donanım içeren yeni konsollar duyurmak zorunda kaldı. Bunda başka bir faktör olarak VR gözlüklerini söyleyebiliriz. (Belki de TV kavramını tarihe gömecek bu trende onlar da kayıtısz kalmadılar.) Günümüz için oyun oynatan VR gözlüklerinden biri olan htc Vive için açıklanmış asgari sistem gereksinimi olarak Nvidia GTX 970 (Bu sene piyasaya çıkan 1000 serisi kartlardan önceki en üst seviye kartlardan birisi) ekran kartı gerekirken mevcut konsolların bu seviyeye ayak uyduramayacak olmaları da özellikle GPU tarafında güncellemenin olmasını kaçınılmaz hale getirdi. Duyurulan konsollardan Xbox Scorpio’nun, hangi firmaya ait olacağı belli olmasa da VR gözlük desteğine sahip olacağı açıklandı. Playstation’ın zaten var olan VR çözümü de daha güçlü bir şekilde yer sunulmaya devam edecek.
Yazımızın odak noktasını da geleneksel vakitlerinden çok önce duyurulan yeni nesil konsollar oluşturuyor.
Hem Sony hem Microsoft güncel konsollarının daha küçük kasalı versiyonlarını kısa sürede satışa çıkmak üzere, daha güçlü donanıma sahip konsolları da ileriki bir tarihte satışa çıkmak üzere duyurdular. Esas olay, Microsoft’un açıkladığı tarih Sony’nin açıkladığı tarihten yaklaşık 1 sene sonra olması. Bu nokta hepimizin kafasını karıştırdı. Geçmişte konuşulan bazı konuları da tekrar hatırlamamıza neden oldu.
Microsoft’un oyun konsolu piyasasından çekileceğine dair dedikodular zaman zaman dile getiriliyor. Hatta Bill Gates’in “Microsoft XBOX markasını ayrı bir şirket haline getirmeyi düşünüyorsa bunu desteklerim” anlamındaki açıklamaları bu görüşleri daha da kuvvetlendirdi.
Tüm bunlar Teknoseyir’den Levent Pekcan’ın bahsettiği gibi Microsoft’un yavaş yavaş konsol pazarından çekilmesinin ilk adımımı yoksa kimsenin bilmediği bir şey bilip de yaptıkları bir pazarlama hamlesi mi?
Xbox 360 ve Playstation 3 rekabetinde başbaş olan iki konsolun satış rakamlarından sonra PS4 pazarı ciddi manada domine etmişti. Xbox tarafında 360 oyunlarını çalıştırma desteği gibi karşı hamleler gelmesi de buna engel olamadı. Benzeri senaryoyu cep telefonu alanında da yaşayan Microsoft, yeni güncellemeler ile telefonun özelliklerini yavaş yavaş kısıtladıktan sonra mobil pazarda yer almak için satın aldığı Nokia markasını elden çıkardı. Bu sebeple benzer bir senaryo konsol pazarındaki cihazı için de beklenebilir.
Şu soruları sormak gerekli: Hangi konsol sahipleri hangi konsolları alır? Bu senaryoyu, yeni tanıtılan konsollar üzerine kuruyorum. Eski nesil konsol sahipleri (Xbox 360 veya PS3) bu saatten sonra ince kasalı konsol yerine yeni nesil konsolları tercih ederler büyük ihtimalle. Bir Playstation sahibinin önünde, yakın bir zamanda, aynı platformda devam etmek istemesi halinde iki tercih şansı olacak. Bütçeye öncelik verenler PS4 slim seçecekler, ya da biraz daha üstüne koyar daha güçlüsünü alırım diyenler Pro modelini. Xbox 360 sahipleri ise devam etmek istemeleri halinde karar verme süreçleri bu kadar kolay olmayacak. Bu dönem için bir geçiş düşünen varsa Xbox One S tek seçenekleri. 1 sene daha bekleyip daha güçlüsünü alırım diyenlerin sayısının çok olacağını tahmin etmiyorum. Çünkü daha güçlü konsol arayışında olan bir kişinin, oyun dünyası ile haşır neşir olduğunu varsayabiliriz ve 1 sene daha daha güzel grafiklere oyunlardan mahrum kalmak istemesi düşük bir olasılık. Bu aşamada Microsoft, bu müşteri kitlesini Sony’e kaptıracak gibi duruyor.
Çok benzer bir senaryonun da ilk defa konsol alacaklar için yaşanacağını söyleyebiliriz. Bu kitlenin de çok büyük bir bölümünün PS4 Pro seçeceği kanaatindeyim. İnce kasalar özel ilgisi olan sınırlı bir kesime hitap edecek. Daha iyi oynanış deneyimi yaşamak varken kimsenin cihazın kaplayacağı alan umrunda olmaz.
Yeni nesil konsol sahiplerinde ise durum biraz daha karmaşık. Her iki firma da bu müşterileri elinde tutma potansiyeline fazlasıyla sahip. Yeni tanıtılan konsollar için de, Sony aynı oyunların oynanacağını açıkladı. İlave özellikleri deneyimlemek isteyenlerin de buna uygun donanım (4K, HDR özellikli bir TV) sahibi olması şart. Yani sahip olunan konsolu değiştirmek konusunda çok güçlü bir motivasyon sunmuyor. Bu kullanıcı kitlesi içinde yükseltme yapması beklenen kişiler en güncele sahip olmayı takıntı haline getirmiş kişiler olacak.
Tüm bu hamlelerden sonra oyun dünyasının geleceği nasıl şekillenecek merak konusu. Buradaki bir haber de Microsoft’un Xbox’ı bilgisayarlaştırmaya çalıştığı yorumunda bulunmuş. Microsoft’un, bütün donanımlarında aynı işletim sistemine yer vermesini de bunu destekleyen bir gelişme olarak düşünebiliriz. Sony de en büyük rakiplerinin, kendi ürün gamında ürün olan Xbox değil, PC platformu olduğunu açıklamıştı. Bu da benim aklıma, istediği partinin seçimi kazanamayacağını bilen bir kişinin, istemediği partinin iktidara gelmesini engellemek için ikinci partiye oy veren bir seçmenin tepkisini getiriyor.
Çünkü yapılan açıklamalardan ve çıkan/çıkacak ürünlerden sonra müşteri kaybına uğrayacak olan firma Microsoft. Donanımsal olarak birbirinin kopyası olan iki farklı ürün olsalar da Playstation’ın seçilmesi için daha fazla sebep mevcut. Bilhassa ülkemiz gibi teknoloji üreticilerin ilk tercihlerinden olmayan, hatta bazen akıllara bile gelmeyen, yerler için yaptıkları yerel çalışmalarla (oyunlardaki Türkçe dil desteği, Dublaj, fiyatların ülkemize göre uyarlanması) zaten gönüllerde taht kurmuş durumda. Buna ek olarak platforma özel çıkan (Exclusive) oyunlarının da hatırı sayılır derecede daha iyi oluşu bu konsolun cazibesini arttırıyor. Platforma özel oyunlar konusunda Xbox geride kaldığı gibi bu oyunları PC uyumlu hale de getirmeye başlayınca, oyunlar tercih sebebi olmaktan çıktı.
Ben 5 yılı aşkın bir süredir Xbox 360 kullanıcısıyım. Konsolu aldığım dönemde de Xbox mı Playstation mı tartışması popüler bir konuydu. Benim gibi başkalarının da Xbox tercih etmesinin sebepleri vardı. Çevrimiçi hizmetler kısmının çok daha başarılı oluşu, kulaklık-mikrofon ile çevrimiçi oyunlarda iletişim desteği gibi hatırı sayılır farkları vardı. Bunun yanında başka önemli avantajı da, oyun konsolu olmasının yanı sıra Ev Eğlence sistemi de olmasaydı. (Bu özelliği biz Türkiye olarak çok az kullanabildik ve yakın zamanda da durum değişmeyecek gibi duruyor.) PS 3’e mp3 oynatma desteğinin daha sonradan geldiği dönemlerde ağınızda paylaşıma açtığınız medya dosyalarını oynatma, film, dizi kiralama, çevrimiçi müzik dinleme, (hala daha müzik oynatma ekranında kullandığı görsel arayüz favorilerim arasında) uygulama mağazası gibi yenilikçi özellikleri vardı.
Apple TV, envai çeşit Android TV kutuları, Google Chromecast gibi bir sürü türevleri piyasada set-top-box denilen ve hatta TV’lerde dahili olarak yer alan medya içeriği tüketme deneyimi sunan cihazlar pazarda yaygınlaşmaya başlayınca hatta son 5 senedir bu Xbox’ın bu özellikleri de sönük kaldı. Kimse oyun oynamayacağı zaman hatırı sayılır derecede güç tüketen cihazları açmak istemiyor. Microsoft farklı bir hamle olarak, Xbox One’ı duyurduğunda HDMI giriş portunu da cihaza eklemek suretiyle TV deneyimini de cihaza entegre etmeye çalıştı. Ama bu da kullanıcıları cezbetmeye yetmedi.
Bir oyun konsolunun yanında bu tarz ilave özellikler olması çok hoş. Ama şu gerçeği de göz ardı etmemek gerekiyor: Konsolu aldıran en önemli etken oyun. Exclusive oyunlarda Xbox, Playstation’ın bir hayli gerisinde kaldı. Öyle ki, Uncharted, Last of Us gibi oyunlar, sadece konsol oyunları için değil bütün piyasası düşünüldüğünde çok olumlu eleştiriler aldılar.
Bu yapılan değerlendirmeleri eminim ki pek çok Micorosoft çalışanı da yapmıştır. Son nesil güçlü konsol pazarını 1 sene boyunca Sony’e devrederek bu pazara hakim olamayacaklarını biliyorlar. Yukarıda bahsettiğim haberde olduğu gibi konsolu PC’leştirmek yerine, ilave olarak satacakları hobi/eğlence donanımındansa satılan kişisel bilgisayarların %90’ıyla hitap ettikleri kişilere yazılım yoluyla girme politikası izliyor olmaları yüksek olasılık. Günümüz şartları düşünüldüğünde pek çok hanede öyle yada böyle ihtiyaçtan alınan bir PC varken, sadece oyun oynamak için onun benzeri bir cihaz almak akıl kârı olmayacaktır. Donanım üretmenin karlılığının eski yıllara nazaran daha düşük olduğunu da düşünürsek Microsoft’un bu çok da yüz güldürmeyen cihazdan vazgeçmesi sürpriz olmaz.
Gerçekten Microsoft, Scorpio’ya bir konsol oyuncusunun tercihini etkileyecek bir yenilik getirmeyi düşünmüyorsa bu pazardan yavaş yavaş çekilecek gibi gözüküyor. Live üyelik satın almış kullanıcılara yönelik desteğin bir süre daha sürmesi, oyuncuları yeni çıkan oyunları alma konusunda şevkinin kırılmaması gibi nedenlerle bu konsolun devam edeceğini söylemiş olabilirler. Zaten “Xbox’ta yapabildiğiniz ne varsa PC’de de yapabileceksiniz” deme noktasına gelmediler mi. Hatta PC ile konsol oyunculuğu farklarından olan oyun kumandasının da PC’ye bağlanabilme şansı da kazanmamızla bunu da hallettik.
Pazarın bir küçük oyuncusu Nintendo var. Wii konsolu ile büyük başarı yakalayan firma Wii U ile umduğunu bulamadı. Diğerleri kadar popüler olmasa da bu alanda köklü bir geçmişi olan bir firma. Switch isimli yeni konsollarını geçtiğimiz günlerde tanıttılar.
Wii ve Wii U’da olduğu gibi alışılmış konsol konseptinin çok dışında bir ürünle karşımızdalar. Tanıtım videosunda da görebileceğiniz üzere evdeki sabit konsol deneyimi ile mobil konsol deneyimini bir potada eritme üzerine kurulu bir anlayışı var.
Hatta Apple ekosistemi cihazlarında gördüğümüz, örneğin bilgisayarda yazmaya başladığınız bir mesajı dışarı çıkmanız gerektiğinde iPhone’da yazmaya devam edebilmenizi sağlayan, Devamlılık özelliğine benzer bir şekilde evde oynadığınız oyuna dışarıda devam etmenizi sağlayacak donanımsal tasarımlar içeriyor.
Nintendo’nun genel sıkıntısı bu konsolda da devam edecek gibi duruyor. Konsol oyuncusu kesimin oynamak istediği belirli oyun tipleri var. FPS, RPG, Spor, Yarış olarak gruplandırabiliriz. Ama birkaç istisnası dışında popüler oyunlar bu platforma çıkmıyor. Exclusive olarak çok ses getirmiş başarılı oyunları olsa genel olarak bu oyunların 15 yaş altına hitap ettiği havasını veriyor. Bu durumda da bir Nintendo konsolu ancak alternatif ve hobi amaçlı cihaz haline dönüşüyor. Fiyatları da Xbox ve Playstation az kalır değil. Hal böyle olunca insanlar konsol tercihi yaparken istedikleri oyunların olduğu platformu seçiyor elbette. Wii de bu oyunları bünyesinde barındırdığı için değil, o dönem için hiçbir konsolun sunmadığı vücutla kontrol teknolojisi sunduğu için bu başarıya ulaştı. Bu kontrol imkanı, çıkan oyunların da etkisiyle Nintendo Wii’yi tam bir aile cihazına dönüştürdü.
Nintendo hafızalarda olumlu imajı olan firmalardan. Hani seçimlerde güçlü diye bir partiye verirsiniz ama gönlünüzün bir tarafında genel başkanını sevdiğiniz küçük bir parti vardır. Nintendo da o işte. Bu durumu lehine çevirebilir. Ama bunun için ya Playstation ve Xbox gibi konsolların sunduklarını sunarak onlara doğrudan rakip olacak, ki bu durum da işi kolay değil, ya da fiyatını düşürerek eve alınacak bir alternatif konsol sınıfına girecek. Önceden yakalamış olduğu aile eğlencesi havasını çok rahat bu şekilde sürdürebilir. Türevlerini her geçen gün daha fazla görmeye başladığımız ama yaygınlık anlamında biraz daha yol katetmesi gereken harici medya oynatıcıların sunduğu hizmetleri de bünyesine eklerse (Netflix, Spotify gibi hizmetler, yaygın medya formatlarını oynatma desteği, bluetooth gibi bağlantı seçenkleri …vs) insanların alma konusunda daha cesur davranacağı bir cihaza dönüşür.
Burada da değindiğim gibi bu pazarın henüz adından çok fazla bahsettirmeyen oyuncuları da var. Bir Kickstarter projesi ile karşımıza çıkan ve nihai ürüne dönüşen Ouya, Android işletim sistemini oyunculuk dünyasına entegre etmeyi amaçlayan ilk denemeydi. Daha sonra Nvidia Shield serisi cihazları karşımıza çıktı. Bu dönemlerde de grafik olarak iyi diyebileceğimiz Dead Rising, Modern Combat, Beach Buggy Racing gibi oyunlar harici kontrolcü desteği sunmaya başladı.
Bu serinin son ürünü olan Nvidia Shield TV yukarıda Nintendo için söylediğim içerikleri tam anlamıyla hayata geçirmiş bir cihaz. Ayrı bir mağazada satılan Tegra işlemcisinin gücünü kullanacak seviyede ve kontrolcü desteği olan oyunların yanı sıra popüler multimedya uygulamalarını da içinde barındıran bir cihaz. Şu aşamada onun da sıkıntısı, Android işletim sistemi için piyasaya sunulan oyunların insanları başına uzun süre oturtacak cinsten olmaması. Mobil bir işletim sistemi için yapılan oyunların böyle olması beklemek elbette hayalcilik olur.
Sanırım yazıyı toparlama zamanı geldi. Yazının yazıldığı bu tarih itibariyle PS 4 Pro 2 gün sonra raflardaki yerini alacak. En azından 1 sene daha bu sektörde tek başına at koşturacak. Xbox Scorpio da piyasaya çıktığında dengeler nasıl değişecek bekleyip göreceğiz.
_________________
Her hakkı saklıdır