“Az, çoktan fazladır.” Bu söz günümüz akıllı telefon dünyasına baktığımızda tekrar kendini hatırlatıyor. Elimizdeki seçenekler ne kadar az olursa o kadar kolay seçim yapabileceğimizi vurgulayan bu ifadeyi akıllı telefon üreticileri rafa kaldırmaya başlamış gibi görünüyor.
Apple ve Samsung… Akıllı telefon dünyasının ilk yıllarında iki zıt kutbu temsil eden firmanın taban tabana zıt politikalar izlediği bir başka konu daha vardı.. Her sene duyurulan yeni telefon modeli sayısı. Apple iPhone 6’ya kadar her sene tek bir model satışı yaparak piyasada var olurken Samsung Galaxy S3’le birlikte aynı cihazın S3 mini modelini de piyasaya sunmuştu. Geçen yıllar içinde Samsung her fiyat segmentinde akıllı telefon pazarına ürün sunarak ulaşabildiği tüketici sayısını arttırmayı hedeflerken, Apple ise her sene çıkan modelin ardından bir önceki yılın cihazının fiyatını düşürerek aynı hedefe ulaşmaya çalıştı.
Akıllı telefonlar neredeyse 15 yılını dolduracak bir cihaz sınıfı. Bu süre zarfında köprünün altından o kadar su aktı ki… Ama Uzakdoğu menşeli üreticilerin her geçen yıl daha fazla bu piyasada yer almasının etkisini liste başına yazabiliriz. Yıllar boyunca fason üretimin kalesi diyebileceğimiz Çin, yıllar boyunca edindiği bu bilgi birikimini, tüketicilerden kabul görebilecek düzeyde son ürün haline dönüştürmeyi başardı. Önce Huawei’nin kafa uzatmaya başlaması sonra Xiaomi’nin rekabetçi fiyatları ile bir anda gündem olması derken bugün Oppo, Vivo, OnePlus gibi pek çok marka ile hayatımıza girmeye çalışan bir ülke. Bu markaların, pahalı muadillerine kıyasla çok daha ucuz fiyatlara aynı (hatta bazen daha yüksek) performansı sunmaya başlamaları, haliyle diğer üreticileri de harekete geçirdi.
Sıradan bir piyasa ortamında bir üretici, diğer herkesten çok daha ucuza aynı kalitede mal veya hizmet satarsa diğerleri de fiyatlarını buna göre yeniden düzenler. Fiyat düşürmek istemeyen üretici ise farklılıklarını ortaya koyarak yüksek fiyatının kabul görmesini sağlamaya çalışır.
Çinli üreticilerin akıllı telefon pazarında mantar gibi türemeye başlamasından sonra Apple ve Samsung gibi firmaların bir nevi sonunun geldiğine dair yorumlar çıkmaya başladı. Günlük kullanımda farkını anlayamayacağınız derecede farklar sunan telefonlar çok ucuz fiyattan piyasada yer almıştı çoktan. Bu durumda üreticilerin önünde, yukarıda saydığım iki seçenek kalıyordu: ya fiyatı düşürmek ya da kaliteli yanlarını ortaya çıkarıp fiyatlarını yüksek tutmak.
Fiyat düşürmek, tıpkı Xiaomi’de olduğu gibi, tüketici nezdinde hızlı bir sempati artışı yaratsa son çıkan modellerinin fiyatları ile bu sempati yerini “bir başka seçenek” olmaya bırakmış durumda. Her ne kadar kaliteyi ucuza almak tüketiciler açısından cazip olsa da üreticiler açısından kârlı bir iş modeli değil. Düşünün; tasarım, üretim, reklam-pazarlama… derken neredeyse en pahalı telefonu satan üretici kadar masrafa giriyorsunuz ama elde ettiğiniz onun yanına bile yaklaşamıyor. Üstelik ürünü daha ucuza satıyor olmanız her zaman için pahalı telefonlar yerine sizin ürününüzün tercih edilmesini garanti etmiyor.
Bu durumu fark eden Çinli üreticiler de en başında yakaladıkları olumlu marka algısı ivmesini elit seviye telefonları için kullanmaya başladılar.
Yukarıdaki tabloda “amiral gemisi katili” sloganıyla hayatımıza giren iki üretici Xiaomi ve OnePlus firmalarının ilk modellerinden güncel modellerine değişen fiyatlarının tablosunu görmektesiniz. Burada ilk dikkati çeken şey ilk yıllarında mütevazı fiyat politikasını katı bir şekilde uyguluyor olmaları. Ve tabi ki son yıllarda ise fiyatlarının, keskin bir yükseliş ile, iPhone ve Samsung S serisi fiyatlarını yakalıyor olmaları.
Dikkatinizi çekecek bir başka husus da güncel telefonların neredeyse tamamının aynı isim altında farklı alt modellere sahip olması.
Peki neden bu telefonlar farklı model isimleri altında pazarlanmıyor da çatı bir modelin versiyonları şeklinde piyasaya sürülüyor ? Tıpkı akıllı telefonlar gibi ihtiyaç olmanın da ötesinde, toplumsal statü gösterme yönü bulunan ve sık sık karşılaştırdığımız araba modellerini düşünecek olursak; Volkswagen’in her fiyat segmentindeki araçları belirlidir ve ona göre her sene yenilenir. Polo, Golf, Passat alan kişiler araçlarının, diğer modellere göre sunacağı ve/veya sunmadığı özellikleri bilir ve tercihini yapar. Neden telefon üreticileri bundan kaçınıyor ?
Bunun sebebini prestij algısını bozmamak olarak özetlemek mümkün. Xiaomi Poco, RedMi, Huawei Honor gibi alt kuruluşları ile ucuz telefonlar sunarak düşük gelirli tüketicileri hedeflerken kendi markalarını prestijli ürün segmentine yaklaştırmaya başladılar. Bu sayede telefon için ayıracak fazla bütçesi olmayanların pazarını bırakmamış oluyorlar, diğer yandan da marka algılarını en üst düzey özellikler ile güçlendirmiş oluyorlar.
Günün sonunda Samsung, Huawei, Apple … hepsinin sattığı en pahalı telefonlar ile en ucuz telefonlar arasında yüzde 50’ye yaklaşan fiyat farkı var. Ama bunu tıpkı otomobillerde olduğu gibi farklı seriler altında satışa çıkarmaları en üst seriyi alamayan insanlarda ciddi mutsuzluk yaratacaktı. Ayrıca bir dönem Creative’in müzik çalarlarında yaptığı, Samsung’un A, M, J serisi telefonlarda yaptığı gibi her bütçeye uygun cihaz satmak için takip edilemeyecek kadar çok modeli piyasaya sunarak tüketicilerde oluşacak kafa karışıklığı da belli ölçüde önlenmiş oluyor.
Üreticiler aradaki fiyatlandırmayı haklı çıkarabilmek için en dolu paketten aşağı doğru özellik kesintisi yapıyor. Bu özelliklerin en öne çıkanı ise kamera. Genelde telefon arkasındaki kamera lenslerinin sayısının fazlalığı bize o telefonun ne kadar pahalı olduğunu gösterir hale geldi. Gündelik hayat içinde belirli anları ölümsüzleştirmek yada içindeki bilgilerin önemli olduğu bir kağıdın fotoğrafını çekmek ile sınırlı kullanımı olan kişiler için fark edilmesi zor detaylar bunlar.
Diğer taraftan üreticiler en dolu paket bizlere sunulurken bunu en geniş ekranda sunmak gibi bir adet edindiler. Daha büyük kapasiteli pil kullanmak dışında, sevmeyeni için hiç bir artı değeri olmayan büyük ekran boylarına mahkum bırakılmak tüketici nezdinde huzursuzluk yaratan konulardan birisi olmaya devam edecek gibi duruyor.
2 cevap
hocam gayet açıklayıcı bir yazı olmuş elinize emeğinize sağlık.
Teşekkürler